DEPRESYON BELİRTİLERİ NELERDİR?

depresyoni.png

Depresyonun kelime anlamı çökkünlüktür, bireyin ruhsal olarak çökkünlük, üzüntü, karamsarlık, mutsuzluk, isteksizlik gibi belirtileri yaşamasıdır. Hepimiz duygu durumumuzda yükselmeler düşmeler yaşarız. Zaman zaman moralimiz bozulur, kendimizi keyifsiz, mutsuz hissederiz, umutsuzluğa kapılırız. Aldığımız kötü bir haber, yaşanılan kötü bir olay, okulda, iş yerinde başarısızlık yaşamamız bu duyguları hissetmemize neden olabilir. Bütün bunlar yaşamın normal bir parçasıdır.

Gündelik hayatın getirdiği keyifsizlik, moral bozukluğunu depresyondan ayıran şey ise; kişi günlük aktivitelerini yapamaz ve önceden zevk aldığı şeylerden artık zevk almaz. Diğer yaşam alanlarında (ev, iş, arkadaş) bozulmalar meydana gelir. Depresyon adıyla tanımlanan klinik rahatsızlık ise zaman zaman yaşadığımız duygulardan şiddeti ve süre bakımından farklıdır.

Depresyon kişilerin ruh hali ve duygu durumlarını etkilediği gibi beyindeki bazı kimyasalları da etkileyerek kişide uyku kalitesinin bozulmasına, beynin olumlu duyguları yöneten alanın (aşk, mutluluk gibi) baskılanmasına ve olumsuz duyguları yöneten alanın (öfke, kıskançlık gibi) uyarılmasına neden olmaktadır.

Sinir hücreleri arasında iletimden sorumlu nörotransmitterlar (dopamin, noradrenalin ve serotonin) uyku, iştah, motivasyon, duygular gibi fonksiyonlar üzerinde etkilidirler. Ruh halimizi ve duygu durumumuzu etkileyen bu kimyasalların depresyonda olan bir bireyde daha az salgılandığı düşünülmektedir.

Depresyon Genetik midir?

Genlerimizin kişilik özelliklerimiz üzerinde etkili olduğu yapılan ikiz bebekler çalışmalarında görülmüştür. Doğdukları gün birbirinden ayrılan ikiz bebek çalışmasında ikizler erişkin dönemlerinde benzer depresyon özelliklerine sahip oldukları görülmüştür.

Depresyonun Belirtileri Neler?

Depresyonun bir tek nedeni olmamakla birlikte çevresel, kalıtsal ve sosyal etkileşimler sonucu depresyon gelişebilmektedir. Depresyonun en önemli iki belirtisi kişinin kendisini mutsuz, çökkün, karamsar hissetmesi ve daha önceden keyif aldığı şeylere karşı ilgisini kaybetmesidir. Bedenimizi oluşturan organların işlevlerini yerine getirmesi gibi ruhsal yapımızı oluşturan duygularımızın da işlevleri vardır. Zaman zaman bu duyguları yaşarız. Örneğin mutsuzluk duygusu bizim için önemli olan bir şeyi kaybettiğimizde ortaya çıkar. Duygular davranışlarımızı etkilediği için, davranışlarımızı ayarlar, bizim için önemli olan şeyi kaybetmemek için uğraş veririz. Fakat depresyonda olan kişi yoğun ve uzun süre mutsuzluk duygusunu yaşar, kişi kendisini ve geleceği için karamsardır, önceden zevk alarak yaptığı aktivitelerden artık zevk almaz, ilgisi azalır. Bireyin aile ve sosyal yaşamı bozulur. Depresyonun diğer belirtileri ise;

  • Pişmanlık, suçluluk duyguları
  • Kendine güvende azalma, kararsızlık
  • Durgunluk, az konuşma, az hareket etme
  • Sinirlilik, huzursuzluk, bazı zamanlarda yerinde duramama
  • Kolay yorulma, enerji azalması
  • Dikkat toplamada güçlük, konsantre olamama, unutkanlık
  • İştahta artma, azalma
  • Cinsel istekte azalma
  • Bedensel şikayetler, ağrılar
  • Uyku bozukluğu, aşırı uyku hali ya da uyuyamama

Depresyon tanısı koyabilmek için şikayetlerin hemen hemen tamamının en az iki hafta devam etmesi, sosyal yaşamda bozulmaların olması ve günlük işlevlerin yerine getirememesi gerekmektedir.

Depresyonda Düşünce Sistemi

Duygu, düşünce ve davranış birbirini etkileyen sistemlerdir. İçinde bulunduğumuz ruhsal durumumuz düşüncelerimizi, düşüncelerimiz duygularımızı, duygularımız da davranışlarımızı etkilemektedir. Bilişsel açıdan hasta kendisi ve geleceği hakkında olumsuz bakış açısına sahiptir. Hoşa gitmeyen bütün deneyimlerini kendisine atfeder,  kendisini kusurlu, yetersiz veya değersiz bir kişi olarak görme eğilimindedir. Tüm bu sebeplerden dolayı kendisini fazlaca eleştirir.

Geleceği ile ilgili kişi, şu anda yaşadığı güçlüklerin sonsuza dek devam edeceğine, sorunların çözülmeyeceğine inanır ve karamsarlığa kapılır. Birbirinden etkilenen bu durum döngü şeklinde devam eder. Örneğin; motivasyonu düşük bir kişinin canı hiçbir şey yapmak istemez ve günlük işlerini yapamaz duruma gelir. Sevdiği şeylerden artık zevk almayan, canı hiçbir şey yapmak istemeyen kişi sosyalleşmeyi, dışarı çıkmayı, arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi de istemez. Aktiviteleri azalan kişinin motivasyonu daha da düşer ve kendisini ümitsiz hisseder, geleceğe karamsar bakar. Bu şekilde döngü devam eder.

Duygu ve düşüncelerimiz birbirinden etkilenir ve depresyondaki kişi içinde bulunduğu ruhsal durumdan dolayı olumsuz şeyleri hatırlar, olumluları göz ardı eder, kendisi ve çevresinde yaşanan olumsuzluklara daha çok odaklanır küçük bir aksaklığı dahi büyütür ve kendisine yordar. Yaşanılan olumsuzlukları hayatının diğer bölümlerine de geneller ‘insanlar hep kötü, çıkarcı, hiçbir şey yapmak istemiyorum, hayattan hiç beklentim yok, sabahları dayak yemiş gibi kalkıyorum, ölsem daha iyi…’ gibi düşüncelere sahiptir. Kişileri bu kadar etkileyen, olayların negatif yanını algılamasına ve genellemeler yapmasına neden olan şey olayı algılama şeklidir.

Depresyonu Neler Tetikler?

Depresyonu yaşam olayları yaşın ilerlemesi, iş kaybı, sevilen birisinin kaybı, ilişkinin bitmesi, aile içerisinde yaşanan çatışmalar, fiziksel ruhsal tükenmeler tetikleyebilmekte. Depresyon tek bir nedene bağlı kalmamakla birlikte yaşanan olaylar, kişilik yapısı, beyindeki değişiklikler gibi faktörler de depresyonu etkilemektedir. Depresyonu tetikleyen önemli faktörlerden birisi de strestir. ‘Stres, vücudun ve ruhun zorlanmasıdır. Kaldırabileceği yükten fazlasını yüklenmesidir.’ İnsanın hayatı denge üzerine kuruludur. Özel hayatında dengelerin bozulması sonucu oluşabilecek sarsılmalar sonucunda kendi içsel kaynaklarını, manevi kuvvetlerini yardıma çağırır. Fakat bu kuvvetler ya tükenmiştir ya da yoktur. Bu durumda yaşamdaki zorlanmalara gücü yetmez, takatini aşar. Bu tür zorlanmalar depresyona ve kaygı bozukluklarına neden olmaktadır. Kemal Sayar bu durumu şöyle açıklamıştır: ‘Depresyon adeta negatif enerjinin birikmesi halidir. İnsan hayat boyu olumsuz olaylara göğüs gerer ve sonra bir bakarsınız en basit olayda depresyona girmiştir. Depremden önce fay hattında enerji birikmesi gibi…’ Hepimiz böyle olumsuz olayların getirdiği enerjiyi biriktiriyoruz içimizde. İçimizde fay hattı kırıldığında da depresyon ve panik bozukluğu gibi rahatsızlıklar ortaya çıkıyor.’   Stresin bir de bedene yansıması vardır. Psikosomatik hastalıklar dediğimiz bu rahatsızlıklarda tetkikler sonucu organik hiçbir şey yoktur. Fakat duyguların dışa vurulmaması ve içte birikmesi sonucu kişinin yaşam kalitesini düşürmektedir. Sempatik sistemin fazla çalışması sonucu ortaya çıkan bu belirtiler (aşırı terleme, titreme, kalp atışının hızlanması) vücutta kortisol (stres hormonu) salımını arttırmaktadır. Kortisolün artması ise depresyona neden olabilmekte. Yapılan çalışmada depresif belirtilerin klinik depresyona dönüşmesinde kişilerin yaşamlarını ya da kişiler arası ilişkilerini algılama biçimlerinde öfkenin önemli bir yere sahip olduğu görülmektedir.

Depresyonu tetikleyen bir diğer şey ise, günlük yaşantımız olan, bazen yolda giderken, bazen gece uyumadan önce dinlediğimiz, sözleri ve müziği ile bizleri etkileyen müzikler. Müzik ruhun gıdasıdır sözü tamda bunun için söylenmiş olsa gerek. Dinlenilen müzikler ruh halimize, duygularımıza ve doğrudan veya dolaylı olarak olayları algılama şeklimize etki eder. ‘Batsın bu dünya, paramparça, depresyondayım…’ gibi şarkılar depresyonu tetiklemekte, isyana neden olmaktadır. Tetikleyen bir diğer şey ise diziler. Gerçeklikle bağlantısı olmayan aşk dizileri, dram ve yoğun duygusallık içeren temaları olan, ayrılık, üzüntü gibi içeren diziler de tetikleyebilmektedir.

Depresyonun Tedavisi

Depresyon belirtileri yaşayan kişinin bir uzamandan yardım alması, yaşam kalitesinin arttırılması ve sürdürülmesinde oldukça önemlidir. Yapılan araştırmalar çoğu hastada ilaç ve psikoterapinin birlikte kullanımında daha iyi sonuçlar aldığını ortaya koymuştur. Tedavide ne sık kullanılan yöntem Bilişsel Davranışçı Terapidir.

Depresyonun İlaçsız Tedavisi Var mı?

Hafif düzeydeki depresyonda sadece psikoterapi ile tedavi yeterli olabilir. Orta ve ağır düzeydeki depresyonda ilaç ile tedaviye ek olarak psikoterapi birlikte uygulanmaktadır.

ei_1699707887569-removebg-preview

Sinerji Sağlık Danışmanlığı 'nın amacı, insana değer veren, Sağlığın önemini insanlara anlatan deneyimli terapistlerden herkesin güvenilir ve kolay bir şekilde danışmanlık hizmeti alabilmesini sağlamaktır.
Hayat bazen beklenmedik zorluklarla karşılaştığımız bir yolculuktur. Bazen karşılaştığımız sorunlar gerçekten karmaşıktır. Kendi başımıza çözüm bulamıyoruz ve bir kısır döngüye giriyoruz.
Şu anda yaşadıklarımızı anlayan, hayatın zorluklarına yeni bir gözle bakmamıza yardımcı olan, bizi her durumda kabul eden, bilgi ve tecrübesiyle hayatta kalmamız için bize yol gösteren güvenilir bir rehber arıyoruz. Bu anlarda biz psikoterapi uzmanları olarak yanınızdayız!
Unutma! "Dünyayı değiştiremezseniz, dünyanızı değiştirirsiniz.

Copyright by Sinerji Onkoloji Sağlık DanışmanlığıHizmetleri 2023. Tüm Hakkı Saklıdır.