ÇOCUKLARDA YAS KAVRAMI
Yas, kişinin bir yakınının ya da sevdiği bir nesnenin kaybına karşı verdiği tepkilerin bütününü içeren düşünce, duygu ve davranış sürecidir. Çocuklarda yas reaksiyonlarının görülüş şekli yaştan ya da çocuğun bilişsel gelişim kapasitesinden bağımsız düşünülemez. Çocukta zamanla ölüm, kayıp kavramları oturmakta, soyut algı geliştikçe de erişkin tipi yas reaksiyonundan söz edilebilmektedir. Çocuklar ölüm ya da kayıp karşısında çok çeşitli tepkiler verir.
YAS TEPKİLERİ
Çocuklar da yetişkinler gibi tek tip tepki göstermezler. İlk anda gösterilen en yaygın tepkiler şunlardır:
Şok ve İnanmama: Çocuklar, “bu doğru olamaz”, “yanılıyorsun, sana inanmıyorum” gibi sözler söyleyebilirler. Yaşça daha büyük çocuklar özellikle bu şekilde tepki gösterirler. Ölümü kabullenmeyi reddedebilirler ve acı veren gerçeği belli bir mesafede tutabilmek için bu davranışı ısrarla sürdürebilirler. Bazen çocukların ilk anda güçlü tepki göstermemeleri yetişkinlerin aklını karıştırabilir. Çocukların ağlamamasından endişe duyarlar.
Korku ve İtiraz: Bazı çocuklar hemen korku ve itirazda bulunarak tepki gösterirler ve yatıştırılmaları pek kolay olmaz. Ağlamalar ilk günler uzun süreli olup, daha sonraları aralıklı devam eder.
Hissizlik ve Donup Kalma: Bazı çocuklar duyguları donmuş gibi hissizleşebilirler.
Her Zamanki Etkinliklere Devam Etme: Sayıca çok az olan bazı çocuklar ise sanki hiçbir şey olmamış gibi yaşantılarına devam ederler, “artık dışarı çıkıp oynayabilir miyim?” diye sorarlar.
ÇOCUKLARDA SIK RASTLANAN YAS TEPKİLERİ
Kaygı: Sağ kalan, sevdiği kişinin başına da bir şey gelebileceği konusunda kaygı duyar. Sağ kalan kişinin sürekli yanlarında olmalarını ister ve ayrılmalarına aşırı tepki gösterirler. Yalnız oynamama, karanlıktan korkma, ebeveynin işe gitmesine tepki gösterme şeklinde olabilir.
Uykuya Dalmada Güçlük: Eğer “uyku” sözcüğü ölümü anlatmada kullanıldıysa, çocuklar uyumaktan korkabilir ve ailedekiler uyurken tetikte olabilirler. Kötü rüyalar ve kabuslardan uyanıp başkalarıyla uyumak isteyebilirler.
Üzüntü ve Özlem: Ağlayarak üzüntülerini belli edebilirler. Kendi başlarına kalır ya da daha çok içe kapanabilirler. Özlemlerini de aşağıdaki davranışlar şeklinde gösterebilirler:
- Kaybedilen kişinin aranması
- Sürekli anılarla meşguliyet
- Ölen kişinin varlığını hissetme
- Ölen kişi ile özdeşleşme.
Öfke ve Dışa Vurma Davranışları: Öfke değişik biçimlerde görülebilir.
Ölümü kişileştirerek sevdiklerini aldığı için ölüme kızarlar
Bu olayın olmasına izin verdiği için Tanrı’ya kızarlar
Bu olayı engellemedikleri için diğer kişilere kızarlar
Kendilerini terk ettiği için ölen kişiye kızarlar.
Çocuklardaki yas tepkileri; bazen ağlama nöbetleri, başkaldırılar, ebeveyni vurma ve onları tekmeleme biçiminde açığa çıkabilir.
Suçluluk, Kendini Kınama ve Utanç: Çocuklar, ben-merkezci ve kendilerinin olağanüstü güçlere sahip olduklarına ilişkin inançları nedeniyle, olan bi-tenden kendilerini sorumlu tutma eğilimindedirler.
Okul Sorunları: En sık rastlanan durum dikkatlerini toplamada güçlük çekmeleridir. Çocuğun çalışmalarında örneğin resimlerinde üzüntü verici unsurlar izlenebilir. Ölümü izleyen ilk yıllar boyunca okuldaki başarısızlık devam edebilir.
Fiziksel Şikayetler: Baş ve karın ağrıları, kaslarda gerginlik gibi bedensel yakınmalar görülebilir.
PSİKOLOJİK YARDIM
Sevilen bir kişinin kaybıyla birlikte hissedilen duyguların bastırılmaması, duyguların ifade edilmesine müsade edilmesi, ergenlik dönemindeki çocukların özellikle yasını yaşayabileceği akranlarıyla birlikte olabileceği ortamlara müsaade edilmesi önemlidir.
Yası komplike eden durumlar söz konusu olduğunda ya da yasa eşlik eden psikiyatrik durumların varlığında, profesyonel destek almaktan kaçınılmamalıdır.